#KİTAP - Gülün Adı

 Eco; bir romanın adının yorumsal bir anahtar olduğunu, oysa romanın, eco'nun sözcükleriyle, "yorumlar üreten bir makine”, olduğunu, ama bir romanın ille de bir adı olması gerektiğini belirterek, kızıl ile kara, savaş ve barış gibi adların çağrıştırdıklarından kaçınmanın olanaksızlığına, öte yandan, baş kişinin adını taşıyan romanlarda, bu adın bazen yanıltıcı olduğuna, örneğin, goriot baba'nin, okurun dikkatini goriot baba üstünde yoğunlaştırdığına, oysa bu romanın aynı zamanda rastignac'ın ya da vautrin'in (namı diger collin'in) de destanı olduğuna, bunun gibi, üç silahşörler'in gerçekte dördüncünün öyküsü olduğuna değinerek, romanı için önce “suç manastırı” adını tasarladı ama sonra, okurun dikkatinin yalnızca polisiye öyküde odaklanacağını düşünerek, bu adı bir yana bıraktığını romana -düşlediği ad olan- ‘melk'li adso’ adını da koymadığını, bunun nedeninin italya'da yayıncıların özel adlardan hoşlanmayışları olduğunu söylüyor. oysa adso, romanda yalnızca anlatıcının sesi, dolayısıyla da yansız bir ad olduğu için (kuşkusuz bir anlatıcının ne denli yansız olabileceği sorulabilir) yazarın anlayışına uygun düşerdi. gülün adı'na gelince; eco bu adı, kendisine, on ikinci yüzyılda yaşamış bir benedikten olan bernardo morliacense'nin de contemptu mundi'sinin bir dizesinden esinlediğini salt bir rastlantı sonucu bulduğu bu adı niçin seçtiğini şu sözcüklerle dile getiriyor: “çünkü gül, simgesel bir şeydir ve öylesine anlamlarla yüklüdür ki, neredeyse hiçbir anlamı yoktur. gizemlidir gül ve bir gül, güllerin yaşantılarını yaşamıştır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar