Ana içeriğe atla
#KİTAP - Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla
Paranızı kullandırmakla faiz alıyorsanız demek kendi malınız olmayan zamanı satıyordunuz. Zaman Tanrı'nındı ve sizin onu satmaya hakkınız yoktu.
Eski film yöneticileri bazen tuhaf şeyler yaparlardı. En gariplerinden biri de insanlar filimde taksiye biner, sonra şoföre para vermeden inip giderlerdi. Şehirde gezerler, eğlenirler ya da bir iş yerine giderler, o kadar. Ücret mücret gerekmez. Ortaçağ üzerine kitaplara benzer bu, onlarda sayfalarca turnuvalarda, şölenlerde, pırıl pırıl zırhlı, şık elbiseli şövalyelerle hanımefendileri anlatırlar. Bu insanlar hep muhteşem şatolarda oturur, bol bol yer, içerler. Bütün bu nesneleri yapan birileri bulunduğu yolunda pek az ipucuna rastlarsınız, sanki zırhlar ağaçlardan toplanırmış ya da o yenen şeyleri ekecek, bakacak, derdini çekecek kimse bulunmazmış gibi. Oysa gerçek hiç de böyle değildir. Nasıl bindiğiniz taksinin ücretini ödüyorsanız, onuncudan on ikinci yüzyıla kadar şövalyelerin ve hanımefendilerin eğlence ve tüketimlerini de birinin ödemesi gerekiyordu. Ayrıca şövalyeler savaşırken, dua eden rahip ve papazların yiyecek ve giyeceklerini de birilerinin sağlaması gerekiyordu. Ortaçağ'da bu, dua edenler ve savaşanlar dışında bir grup daha vardı - çalışanlar. Feodal toplum bu üç sınıftan meydana geliyordu, dua edenler, savaşanlar ve çalışanlar; yani kilise sınıfıyla askeri beslemek için çalışan insanlar.
***
Üretkenlik iş bölümü sayesinde artıyorsa, iş bölümü de pazarın genişliğiyle sınırlıysa, şu halde pazar ne kadar genişlerse iş bölümü de o kadar büyür ve üretkenlik de o kadar artar. Serbest ticaret pazarları alabildiğine genişlettiğine göre iş bölümü de istediğiniz kadar gelişir, dolayısıyla üretkenlikte istediğiniz kadar artar.
Yorumlar
Yorum Gönder