#KİTAP - Suç ve Ceza

Rodion Romanoviç Raskolnikov'un Gerekçesi

Benim dediğim sadece, olağanüstü insanların amaçlarına varması için eğer gerekiyorsa ki, bu amaçlar ve idealler de ancak gerçekleşecek ise ve tüm insanlığın kurtarılmasını sağlayacak olan ideallerse bazı engelleri aşmak için, kendilerinde bazı haklar bulabileceklerdir. Bu haklarda resmi olmayan haklardır… Keepler ve Newton gibi bilim adamlarının buluşlarını, çok çeşitli kombinasyonlar yüzünden, bu buluşların açığa çıkmasını engelleyen, bunların yolunu tıkayan bir, on ve veya yüzlerce insanın hayatları feda edilmeden öğrenemeyeceklerini varsayalım. Bu durumda bana göre; Newton'un bu buluşunu tüm insanlığa iletebilmesi için on ya da yüz kişiyi feda etmeye hakkı vardı. belki de bu onun için bir zorunluluktu. Bu önermeden hiçbir zaman Newton'un her önüne geleni asıp kesmeye veya çarşı pazarda hırsızlık yapmaya hakkı olduğu sonucu çıkmaz…
En eskilerden başlayıp, Likurg, Solon, )Muhammed, Napolyon ve daha sonrakilerle devam eden, insanlığın tüm kurucularının, yasa koyucularının  başkaca hiçbir nedenden değilse bile sırf yeni yasalar koyarak babadan kalma, kutsal sayılan eski yasaları çiğnedikleri için hepsi birer suçluydu. Bu yüzden de bunların hemen hepsi amaçlarına ulaşmak için kan dökmekten, hatta tek suçu var olan eski yasalara uyup, onları korumaktan başka hiçbir suçu olmayan insanların kanını dökmede duraksamamışlardır. Çok ilginçtir ki, bu iyiliksever, kurucu ve yasa yapıcı insanların çoğu, aynı zamanda birer kan dökücüdür. Bundan da ben şu sonucu çıkarıyorum: toplum içinde birazcık bile sivrilen, topluma söyleyecek birazcık yeni şeyleri olan kimi az, kimi çok da olsa doğaları gereği suçlu olmak durumuyla karşı karşıya gelirler. Zaten bunun tersi durumda da sivrilmeleri diye bir şey yoktur. Ama bunlar, doğaları gereği, sürünün içinde kalmayı da kabul edemezler…
 Benim insanları, normal üstü ve sıradan olanlar diye ikiye ayırmama gelince, bunun biraz keyfi bir bölümleme olduğunu söylemeliyim. Ben sayılar üstünde durmuyorum. Öne sürdüğüm ana fikrin doğruluğuna inanıyorum.Bu ana fikrin de özü şudur: İnsanlar doğa yasaları gereğince ikiye ayrılırlar; Aşağılar, yani sıradanlar ki bunların görevi, kendileri gibi olanların çoğalmalarını sağlamak, buna aracı olmaktır. Bir de kendi çevrelerine yeni bir söz söyleme yeteneğinde ve dehasında olanlar. Bunların arasında da sayısız bölümlemeler yapılabilir.Ama bu iki ana grubun arasında çok kalın bir ayrım çizgisi vardır. Birinci bölümler sadece bir araç oldukları için tutucudurlar ve uysaldırlar, boyun eğerek yaşamayı severler. Burada onlar için aşağılayıcı bir durum söz konusu değil. bu onların görevidir. ikinci gruptakiler ise sürekli olarak yasaları çiünerler ve yıkıcıdırlar. Yıkıcılıkları da yetenekleriyle orantılı olarak artar. Bunların işledikleri suçlar çok çeşitlidir ama hepsinin ortak noktası, ayrı nedenler ileri sürerek de olsa, daha iyi şeyler adına var olanın yıkılmasıdır. Bunların amaçlarına varması için eğer, kan göllerinin ve yasaların üstünden atlamaları gerekiyorsa, kendilerine bu izni vicdan rahatlığıyla verebilirler. Burada amacın ne olduğuna ve bunu boyutlarına dikkat çekmek isterim. Ve aslında ortada telaş edecek bir durum yoktur. Çünkü ikinci gruptakilerin kendilerine tanıdğı bu hakkı, birinciler hiçbir zaman onlara tanımamışlardır. Onları en ağır biçimde cezalandırmış, boyunlarını vurmuştur, bunu yaparken de tamamen haklı olarak, kendi tutucu görevini yerine getirmek için yapmıştır. Bazen de sonra ki kuşaklar, bu başları vurulan insanların heykellerini dikmişlerdir. Birinci gruptakiler bugünün, ikinci gruptakiler ise yarının efendileridir. Birinciler dünyayı var olduğu şekliyle korurlar, ikinciler ise dünyayı hareket ettirirler ve dünyayı bir hedefe doğru yönlendirirler. ikigruptakiler de eşit yaşama haklarına sahiptiler ve vive la guerre eternelle.

Yorumlar

Popüler Yayınlar