#KİTAP - Şato
Kafka'nın Şato'su
Dilekçe sahibi bizi gece vakti, ormandaki eşkıyalar gibi, başka zamanlarda veremeyeceğimiz. ödünlere zorlar: yani evet, dilekçe sahibi yanımızda olduğu, bizi güçlendirdiği, zorladığı, kışkırttığı ve her şey yarı şuursuzca yolunda gittiği sürece durum böyledir; ama her şey bittiğinde dilekçe sahibi doymuş ve umursamaz bir halde bizi bırakıp gittiğinde ve biz görevi kötüye kullanmış olmamızla tek başımıza ve savunmasızca yüzleşip, öylece kaldığımızda nelerin olacağını düşünmek bile olanaksızdır!
Ama biz yine de mutluyuz. Mutluluk insanın kendi canına kıyması olabiliyor! Aslında dilekçe sahibinden gerçek durumu gizlemek için çaba harcayabilirdik. Çünkü onlar tek başlarına anlayamazlar bunu. Dilekçe sahibi kendi düşüncesi doğrultusunda ve muhtemelen herhangi sıradan ve rastlantısal nedenlerden -yorgunluktan perişan ve düş kırıklığına uğramış, yorgunluktan ve düş kırıklığından saygısız ve umursamaz- istediğinin dışında başka bir odaya itilmiştir, olanlardan habersiz öylece oturup, düşünceleri -düşünebiliyorsa tabi-, yanılgısı ve yorgunluğuyla meşguldür.
Dilekçe sahibi bu durumda bırakılamaz mı? Bırakılamaz tabi. Mutlu insanın gevezeliğiyle her şey açıklanmalıdır ona Kişi kendini zerre kadar sakınmadan dilekçe sahibine olanları ayrıntılarıyla göstermeli ve hangi nedenlerden dolayı bunların meydana geldiğini, fırsatın nasıl olağanüstü seyreklikte ve eşsiz büyüklükte olduğunu açıklamalıdır; dilekçe sahibine bu fırsatın içine bir dilekçe sahibinden başka hiçbir canlının başına gelemeyecek çaresizlik içinde nasıl düştüğünü göstermelidir; ama şimdi eğer isterse, Kadastrocu Bey, her şeyin üstesinden gelebilecektir ve bunun için tek yapması gereken ricasını bir şekilde dile getirmesidir; zaten olması için kolların uzattığı bu ricayı yerine getirmek için hazırda beklenmektedir bütün bunlar gösterilmelidir, bu, bir memurun en zor saatidir Bunun da üstesinden gelindikten sonra, Kadastrocu Bey, bununla yetinip beklemek gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder